Görme Yeteneğini Tehdit Eden Gizem: Nadir Göz Kanserleri Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Göz kanseri dendiğinde çoğu kişinin aklına ilk gelen belki de cilt kanserinin göze sıçraması oluyor. Ama direkt gözün kendi dokularından gelişen ve adına nadiren rastlanan göz kanserleri (oküler tümörler) dediğimiz bir grup hastalık var. Bunlar, genel kanser vakalarına göre sayıca az olsalar bile, etkileri maalesef oldukça ciddi. Özellikle üveal melanom gibi tipler, erken teşhis edilmezse görme kaybına hatta daha da önemlisi, vücudun diğer yerlerine yayılma potansiyeline sahip. İşte bu yüzden, belirtileri iyi bilmek, doğru zamanda harekete geçmek çok önemli.

Görme Yeteneğini Tehdit Eden Gizem: Nadir Göz Kanserleri Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Görme Yeteneğini Tehdit Eden Gizem: Nadir Göz Kanserleri Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Göz kanseri dendiğinde çoğu kişinin aklına ilk gelen belki de cilt kanserinin göze sıçraması oluyor. Ama direkt gözün kendi dokularından gelişen ve adına nadiren rastlanan göz kanserleri (oküler tümörler) dediğimiz bir grup hastalık var. Bunlar, genel kanser vakalarına göre sayıca az olsalar bile, etkileri maalesef oldukça ciddi. Özellikle üveal melanom gibi tipler, erken teşhis edilmezse görme kaybına hatta daha da önemlisi, vücudun diğer yerlerine yayılma potansiyeline sahip. İşte bu yüzden, belirtileri iyi bilmek, doğru zamanda harekete geçmek çok önemli.

Gözün iç kısmını döşeyen pigment hücrelerinde başlıyor bu melanom türü. Garip bir durum; her ne kadar nadir bir kanser türü olsa da, yetişkinlerde en çok görülen göz içi kanseri bu. Yıllardır süren araştırmalara rağmen, neden bazı insanlarda bu tehlikeli hücreler kontrolsüz çoğalmaya başlıyor, hâlâ tam bir muamma. Risk faktörleri var elbette; açık göz rengine sahip olmak veya belli genetik yatkınlıklar gibi. Ancak, kesin bir tetikleyiciyi işaret edemiyoruz ki, bu da durumu daha kaygı verici hale getiriyor. Zaten nadir olması teşhisi de zorlaştırıyor, doktorlar bile bu vakalarla sık karşılaşmıyor.

Hastalar genelde başlangıçta pek bir şikayet hissetmezler. Bu sinsi ilerleyiş, olayın en tehlikeli kısmı. Bazen görme bulanıklığı, bazen de gözün önünde uçuşan noktalar (yüzen cisimler) fark edebilirler, ama kim bunu hemen kanserle ilişkilendirir ki? Düşünsenize, birçoğumuz yorgunluğa veya yaşa bağlayıp geçeriz bu tarz şeyleri. Daha sonra tümör büyüdükçe, görme alanı daralması veya gözün şekil değiştirmesi gibi daha belirgin sinyaller ortaya çıkıyor. Göz doktorunun detaylı bir muayenesi (oftalmoskopi) ve görüntüleme yöntemleri, örneğin ultrason, kesin tanıyı koymakta çok yardımcı oluyor.

Tedavi seçenekleri, tümörün büyüklüğüne ve gözdeki konumuna göre belirleniyor. Küçük tümörlerde radyasyon tedavisi, yani o bölgeye yüksek enerjili ışınlar vermek (brakiterapi veya proton ışını tedavisi) etkili bir çözüm sunuyor. Bazen cerrahi müdahale gerekiyor; bu, tümörün sadece bir kısmının çıkarılması (rezeksiyon) olabileceği gibi, ne yazık ki bazı ileri vakalarda gözün tamamen alınması (enükleasyon) anlamına da gelebilir. Zor bir karar, hem hasta hem de doktor için.

Bu nadir kanser türüyle ilgili gelişmeler hızla devam ediyor. Belli bir gün, belki de yüzyılın başlarında, bu tür oküler tümörler hakkında bilgimiz çok kısıtlıydı. O günden bu yana, özellikle son birkaç on yıl içinde tanı araçlarında inanılmaz ilerlemeler kat edildi. Genetik çalışmaların artması, tedavi kişiselleştirme (hastalığın genetik yapısına özel tedavi) konusunda umut veriyor. Yeni tedaviler geliştirilse de, esas mesele erken teşhis. Göz sağlığı için düzenli kontrol kesinlikle ihmal edilmemesi gereken bir adım.

Türkiye'de ve dünyada bu alanda çalışan merkezler, hem tedaviyi yürütüyor hem de yeni yaklaşımlar araştırıyor. Unutmamak lazım, nadir göz kanseri hakkında bilgi edinmek bile toplumsal farkındalığı artırıyor. Her ne kadar kaygı verici bir konu olsa da, umut var.

Son gelişmeleri takip ve sosyal medya hesaplarını takip ederek güncel bilgilere ulaşabilirsiniz. medihaber.com takibi ile bu alandaki ilerlemeleri yakından izleyebilirsiniz. Her zaman doğru bilgiye ulaşma çabası içindeyiz. İşte bu yüzden, belirtileri ciddiye alıp, erken teşhisin önemi üzerine duruluyor. Çok ciddi.

Elif Nur GEZER

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER