Ciltte ve Ağızda Gizemli Bir Misafir: Liken Planus

Bir sabah aynaya baktığınızda yanağınızın içinde beyaz çizgiler görseniz ne yaparsınız. Pek çok kişi bunu önce basit bir aft ya da yemek yerken ısırma sanıyor. Ancak işin aslı bazen çok daha karmaşık bir bağışıklık sistemi tepkisinde yatıyor. Liken planus nedir tedavisi nasıl yapılır sorusu tam da bu belirsizlik anında önem kazanıyor.

Hastalık. Zorlayıcı olabilir ama korkutucu değil. Genelde orta yaşlı kadınlarda daha sık görüldüğünü söylüyor uzmanlar. Bahar aylarında polikliniklere bu şikayetle gelenlerin sayısında sanki bir artış var gibi. Cildin çeşitli yerlerinde morumsu, kaşıntılı döküntüler belirdiğinde insan ister istemez bir kaygıya kapılıyor.

Vücut neden kendi dokusuna saldırıyor, orası hala biraz meçhul. Stres mi tetikliyor yoksa genetik bir miras mı, tam bilinmiyor ama mukoza (ağız içi, diş eti gibi yumuşak dokular) tutulumu can sıkıcı olabiliyor. Ağzda çıkan beyaz yaralar nasıl geçer diye internette arama yaparken karşınıza çıkan bilgiler bazen kafa karıştırıcıdır. Belki bir vitamin eksikliği, belki de sadece yorgunluk. Gelişmeleri medihaber.com’u takip ve sosyal medya hesaplarını takip ederek güncel bilgilere ulaşabilirsiniz.

Belirtiler ve Tedavi Yolları

Kaşıntı bazen geceleri uykudan uyandıracak kadar şiddetli. Derideki o parlak ve sert kabartılar zamanla genişliyor. Liken planus belirtileri ve nedenleri üzerine yapılan araştırmalar, hastalığın bulaşıcı olmadığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Çoğu vaka birkaç ay içinde kendi kendine geriliyor fakat ağız içi yerleşimli olanlar biraz daha inatçı çıkabiliyor.

Doktorlar genellikle kortizonlu kremlerle müdahale ediyor bu duruma. Var bir bildikleri elbet. Bağışıklığı dengelemek adına bazen hap tedavisi de ekleniyor sürece. Ciltte kaşıntılı döküntülerin çözümü için sadece ilaç değil, sabır da gerekiyor. Bu süreçte baharatlı ve asitli gıdalardan uzak durmak, o yanma hissini bir nebze olsun dindiriyor. Liken planus diyeti ve yaşam tarzı değişiklikleri iyileşme hızını doğrudan etkileyen faktörler arasında yer alıyor.

Ekim sonuna doğru kontrol edilen vakalarda, erken teşhisin iz bırakma riskini azalttığı görüldü. Yapılan son incelemelere göre hastaların yüzde 62'si (belki de yüzde 65'i demek daha doğru) doğru tedaviyle normal hayatına hızla dönüyor.

Uzmanlar, deri üzerindeki plakların sertleşmesi durumunda biyopsi alınabileceğini belirtiyor. Belirli aralıklarla yapılan kontroller, sürecin takibi açısından hayati önem taşıyor. Ağız hijyenine dikkat edilmesi ve sigara kullanımının bırakılması öneriliyor.

İlgili sağlık birimlerinden yapılan açıklamada, vasküler tutulum riskine karşı dikkatli olunması gerektiği bildirildi. Tedavi sürecinde hastaların düzenli olarak dermatoloji uzmanlarına görünmeleri tavsiye ediliyor. İyileşme belirtileri gösteren hastaların ilaç kullanımını aniden kesmemeleri gerektiği hatırlatıldı.

Uzmanlık Terimleri Sözlüğü:

• Mukoza: Ağız içi, burun ve sindirim kanalı gibi organların iç yüzeyini kaplayan, nemli ve yumuşak doku tabakası.

• Biyopsi: Tanı koymak amacıyla vücudun herhangi bir yerinden mikroskop altında incelenmek üzere küçük bir doku parçası alınması işlemi.