Görünmez Bir Yorgunluk: Akciğer Tansiyonu

Merdivenleri çıkarken neden nefesimiz kesiliyor? Çoğu zaman yaşa ya da kiloya yoruyoruz bu durumu. Oysa kalbin sağ tarafı ile akciğerler arasındaki o gizli yolda bir şeyler ters gidiyor olabilir. Pulmoner hipertansiyon (akciğer damarlarındaki yüksek basınç) tam da böyle, kendini saklayarak geliyor. Sinsi.

Doktor larda bazen ilk bakışta anlayamayabiliyor bu karmaşık tabloyu. Göğüste daralma hissi sanki bir mengene gibi sıkıştırıyor insanı. Belki de sadece biraz dinlenmek gerek diyorsunuz ama geçmiyor. Kalp'te oluşan o aşırı yük, zamanla tüm vücuda yorgunluk olarak yayılıyor. Akciğer arterleri (akciğer atardamarları) daraldıkça, kanın geçmesi zorlaşıyor ve vücut oksijene aç kalıyor.

İlk zamanlar sadece hızlı yürüdüğünüzde çıkan o hırıltı, sonraları otururken bile yanınızda. Baş dönmeleri ise hani o ani kararmalar var ya, işte onlar tehlike çanları. Hastaların yaklaşık %14 kadarı bu durumu başlangıçta fark etmiyor. Bir süre sonra bacaklarda şişlik (ödem) baş gösteriyor. İnsan korkuyor tabii, acaba kalbim mi duracak diye düşünmeden edemiyor.

Mart başı yapılan bir araştırmada hastaların yarısından fazlasının teşhis için uzun süre beklediği görüldü. Aslında pulmoner hipertansiyon belirtileri nelerdir sorusunun cevabı vücudun verdiği bu küçük sinyallerde gizli. Doğru teşhis konulması için ekokardiyografi (kalp ultrasonu) hayati bir önem taşıyor. Modern tıp artık bu konuda çok daha hızlı adımlar atabiliyor.

Shutterstock

Güzel haberler de yok değil. Sonbahar döneminde açıklanan yeni ilaç çalışmaları, hastaların yaşam kalitesini ciddi oranda artırdı. Artık akciğer tansiyonu tedavisi nasıl yapılır noktasında elimiz daha güçlü. Eskiye göre çok daha spesifik, damarları genişleten yöntemler var. Önemli olan o ilk adımı atıp uzman bir merkeze gitmek.

Gelişmeleri medihaber.com’u takip ve sosyal medya hesaplarını takip ederek güncel bilgilere ulaşabilirsiniz. Erken teşhis her zaman olduğu gibi burada da hayat kurtarıyor. Sabırlı olmak ve tedaviye sadık kalmak bu sürecin anahtarı.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre her 100 bin kişiden yaklaşık 16 veya 17'sinde bu rahatsızlığa rastlanabiliyor. Pulmoner hipertansiyon evreleri kontrol altına alınabilir bir süreçtir. Tedavi süreci hastadan hastaya değişse de tıp dünyası her geçen gün yeni bir çözüm sunuyor.

Ankara ve İstanbul'daki uzman merkezlerde hasta kabulü sürüyor. Tetkikler sonucunda uygun görülen hastalar için damar içi ilaç uygulamaları başlatılıyor. Akciğer damar basıncı yüksekliği belirtileri gösteren kişilerin vakit kaybetmeden uzman kardiyologlara başvurması gerekiyor.

Umut verici gelişmeler pulmoner arter basıncı kaç olmalı sorusuna yanıt arayan hastalar için yeni bir dönem başlatıyor. Yeni nesil tedavi yöntemleri sayesinde hastaların günlük aktivitelerine dönme oranı %62 seviyelerine ulaştı.

Vazodilatör: Damarların genişlemesini sağlayarak kan akışını rahatlatan ilaç grubu. Ekokardiyografi: Ses dalgaları kullanılarak kalbin yapısının ve kan akışının görüntülenmesi işlemi.